top of page

Tao Dance Theater’ın Sayıları

  • Yazarın fotoğrafı: Mehmet Kerem Özel
    Mehmet Kerem Özel
  • 3 Eki
  • 6 dakikada okunur

Çin’in uluslararası çağdaş dans arenasında en tanınmış topluluğu olmasının yanı sıra, genel olarak günümüz dans camiasında adından övgüyle söz ettiren Tao Dance Theater’ı uzun yıllardır canlı seyretmek istiyordum. Topluluk, alanındaki en kapsamlı ve prestijli etkinlik olan ve bu yıl 10 Temmuz – 10 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen 41. Impulstanz - Viyana Uluslararası Dans Festivali’nin kapanış haftasının yıldızıydı. Topluluk Viyana’ya iki kombine ile gelmişti; “13 & 14” ve “16 & 17”. Festival programında önce birer akşam olarak açıklanan gösterimler, ilginin artmasıyla ikişer akşama çıkarıldı. Böylece Volkstheater’da kapalı gişe olarak 5-6 Ağustos akşamlarında “13 & 14”, 9-10 Ağustos akşamlarında “16 & 17” sahnelendi ve her ikisi de Viyana seyircisinin coşkulu ve ayakta alkışlarıyla karşılandı.


“Numerical Series” 

Özel olarak bu yapıtlar hakkındaki izlenimlerime geçmeden önce, Tao Dance Theater hakkında vermek istediğim bilgilere tam da yapıt başlıkları bahsiyle başlamak istiyorum, çünkü yapıt başlıkları topluluğun artistik kimliğinin temel özelliklerinden birini oluşturuyor. Topluluğun 2008’deki kurucularından ve o zamandan beridir sanat yönetmenlerinden biri olan koreograf Tao Ye’nin baştan itibaren uyguladığı “Numerical Series” (Sayı Dizisi), her yapıtın başlığının, ortaya çıkarılma sırasına göre numaralandırılmasına dayanıyor. Yapıt başlığı aynı zamanda o yapıtta görev alan dansçı sayısını da imliyor. “1” numara yok, çünkü ilk yaratılan yapıtta topluluğun iki kurucusu Tao Ye ve Duan Ni bizzat dans etmişler ve dolayısıyla başlığı “2” olmuş. 


Topluluğun gösterimleri iki yapıtlık kombinelerden oluşuyor, yani bir akşamda arka arkaya iki yapıt sunuluyor. Bu dizi mantığında ilerlendiğinde; “13 & 14” ve “16 & 17” varken,  “15”in nerede veya neden tek yapıt olarak kalmış olduğunu merak edenler olabilir. Tao Ye “15”i kendi topluluğu dışında ilk defa aldığı davet üzerine, Nederlands Dans Theater için tasarlamış ve bu yapıtın dünya prömiyeri 2023 yılında gerçekleştirilmiş.


Sayı Dizisi’nde prömiyer yaptığında aynı akşamda birlikte sahnelenen yapıtlar, sonradan ayrılmıyor, dolayısıyla aynı akşamdaki yapıtları ayrı ayrı alımlamanın yanı sıra birlikte ele alarak söyleşip söyleşmediklerine bakmak da mümkün. Dizideki yapıtların süreleri söz konusu olduğunda ise, birbirine yakın oldukları görülüyor. Her bir yapıt yaklaşık 25 dakika civarında sürüyor; örneğin seyrettiğim “13”, “14”, “16” ve “17”nin hepsi 26’şar dakikaydı. 


Sayı Dizisi’ndeki diğer ortaklıklara gelirsem; Steve Reich’ın müziğinin kullanıldığı “3” hariç hepsinin bestecisi Xiao He, hepsinin ışık tasarımları Ye ile birlikte Ma Yue’ye, kostüm tasarımları ise yine Ye ile birlikte Duan Ni ve Li Min’e ait. Bu bilgiler ışığında bakıldığında; Tao Ye’nin bütün yapıtlarda aynı yaratıcı/tasarımcı ekip ile çalıştığını ve bizzat kendisinin de sadece koreografinin değil, ışık ve kostüm tasarımlarının ortak yaratıcısı/tasarımcısı olduğunu görmek mümkün. Bu da bence, topluluğun yapıtlarını bir bütünün parçaları, bir yap-boz’u tamamlayacak öğeler olarak alımlamayı beraberinde getiriyor. 


Buradan Tao Ye’nin koreografik yaklaşımına geçersem; koreografinin, topluluğun bütün yapıtlarını birbirine bağlayan şemsiye görevini üstlendiğini söylemek, işin doğasının gereği zaten. Şöyle ki, Ye’nin koreografisinin temelini her bir “şimdiki an”ın içinde icra edilen tekrar eylemi oluşturuyor. Ye, bu nüveden yola çıkarak aynı hareketin her bir andaki her bir tekrarının oluşturduğu sürecin saf ve minimal bir ritüel olduğunu ve tekrarlama eylemi bazlı bu ritüelin bedenin gerçekliğinin aranmasında ve ona ulaşılmasında başat olduğunu savunuyor. Ye bu özden yola çıkarak, akışkanlık ve kolektif uyum üzerine inşa ettiği koreografilerinde Circular Movement Technique (Dairesel Hareket Tekniği) adını verdiği bir sistemi kullanıyor. Bu sistem, beden boyunca spiral çizen (ya da bedeni bir vida gibi döndüren de diyebiliriz) hareketlerden oluşuyor. Hareketlerin izleği omurgadan başlıyor ve içtepiyi takip ederek beden boyunca ilerliyor. İzleğin her bir dansçının omurgasından başlıyor olması, aynı hareketin, dansçılar tarafından unison icra edilseler de, dansçıların ergonomisinin biricikliğine bağlı olarak değişmesini beraberinde getiriyor. Bu değişim de, dansçıların topluluk içinde ve unison hareket etseler bile, ayırt edilebilir olmalarını sağlıyor. Bu da koreografiyi tekdüzelikten uzaklaştırıyor. Dolayısıyla Batı kaynaklı klasik baledeki unison hareketlerde aranan ve beklenen mükemmellik burada söz konusu olmadığı gibi, ne aranıyor ne de bekleniyor.

Şimdi sıra Tao Dance Theater’dan seyrettiğim yapıtlarda; yani 6 Ağustos akşamı seyrettiğim “13 & 14” ve 9 Ağustos akşamı seyrettiğim “16 & 17” hakkındaki izlenimlerimde. 


“13 & 14”

Tao Ye "13"te topluluk ile birey arasındaki ilişkiyi ön plana çıkarmış. Yapıt başladığında; gri ve toprak renklerinin tonlarında, tekil olarak tasarımları farklılaşsa da, uzaktan bir bütünün parçaları gibi gözüken kıyafetler içindeki dansçılar beyaz zeminli sahnede, sadece piyanoyla icra edilmiş minimalist müziğin eşliğinde basit adım kombinasyonlarıyla homojen bir topluluk halinde hareket ediyorlar. Dansçılar bireysel olarak önce daha seyrek, gittikçe daha sık, önce minimal, giderek daha belirgin ve kompleks ama mutlaka ani ve keskin vurgularla icra ettikleri hareketlerle topluluktan sıyrılıyor, genellikle de zemine düşüyor, yığılıyorlar. Topluluk içinde hareket eden diğer dansçılar her seferinde müdahale edip onları topluluktan ayrı bulundukları pozisyondan hızlıca kaldırarak topluluğa geri dahil ediyorlar. Topluluktan ayrılan sololar giderek duo’lara, trio’lara evriliyor; dansçılar birbirlerine dayanarak, birbirlerinin üzerinden yuvarlanarak veya kayarak, birbirlerini kaldırarak veya taşıyarak küçük hareket cümleleri kuruyorlar. Ancak bunlardan hiçbiri uzun sürmüyor; küçük gruplar, kısa cümleler hızla tekrar büyük topluluğa, büyük anlatıya dahil oluyor, ediliyor. Büyük anlatıdan kastım; topluluğun sakin ve yumuşak şekilde bazen geri, bazen ileri, bazen çapraz yönde büyük bir zarafetle ve sakince kayarmış gibi ilerleyerek, yapıtın icra sürecinde sahnenin bütününü, farklı hizaları takip ederek arşınlıyor oluşu. 


TAO Dance Theater, 13
TAO Dance Theater, 13

“13” hareket üzerinden birey ile topluluk, bireysellik ile kolektiflik arasındaki dengeleri, dinamikleri ve gerilimleri –sakin ve meditatif müziği, zemin ile kostümlerin renklerini ve kostümlerin verdiği ağırlık hissini de hesaba kattığımda, kasvetli bir atmosferdeymiş (ilk aklıma gelenler: karlı bir kış mevsimiymiş veya salgına maruz kalınmış) gibi– ortaya seren bir yapıt. Topluluktan farklı hareket edenler; bunu bireysellikleriyle mi yapıyorlar yoksa dayanamayıp kendilerini bırakıyor, düşüyorlar mı; hareket vurgularından tam olarak anlaşılmıyor. Topluluk; kendisinden kopanlara yardım edip onları geri kazanan bir kolektif mi, yoksa bireyselliklere izin vermeyip onları genele geri çeken bir cemaat mi, yoruma açık. Sanırım benim için “13”ün en etkileyici taraflarından biri de bu zaten; belirsiz, arada, arafta olma hali. Ama sorularımın cevapları ne olursa olsun, her iki türlüsünün de sonucu Tao Ye’nin bireyden, bireysellikten çok kolektifi, cemaati ön plana çıkarıyor olması, çünkü “13” başladığı gibi, bütün topluluk birlikte unison hareket ederken ışıkların yavaş yavaş kısılmasıyla sonlanıyor.


Akşamın ikinci yapıtı “14”te ise zemin siyah, kostümler her bir dansçı için farklı ve canlı bir renkte. “13”teki birey-topluluk araştırması “14”te devam edecek mi, her bir dansçının kostümünün farklı ve canlı bir renkte olması bireyselliği mi ön plana çıkartacak diye düşünürken, yapıt ilerlediğinde anlıyorum ki; 26 dakika boyunca, sahneye askeri şekilde belli aralıklarla dağıtılmış olan dansçıların yerleşim düzeni değişmeyecek, koreografik olarak aynı hareketleri unison olarak icra edecekler, ama tabii yukarıda bahsettiğim üzere kendileri kalmaya devam edecekler. Yine de müziğin yapıt boyunca, broşürde bestecisi olarak yine Xiao He belirtilse de, sadece metronomun tik taklarından oluşan bir monotonluğa ve sertliğe sahip olarak kalması, yapıtın topluluk halet-i ruhiyesini güçlendiriyor. 


Benim, henüz daha iki işini seyrettiğim Ye’nin yapıtlarına nafile bir şekilde yüklediğim birey-topluluk araştırması “yakıştırmamı” bir kenara koyarsam; “14”, Ye’nin diğer yapıtı “13” gibi, Zen felsefesinin temelinde var olan minimalizmden besleniyor ve hareketlerin tekrarı ve kesintisi/duraklaması arasındaki gerilimde salınıyor. Özellikle bedenlerin, Dairesel Hareket Tekniği’nin bir getirisi olarak, müthiş bir esneklikle geriye doğru kıvrılmalarını da içeren, güçlü ve keskin hareketler, kostümlerin canlı renkleriyle birleşince görsel bir şölen yaratıyor. Bu noktada istisnasız bütün dansçıların icralarında ritmik hassasiyet, akışkanlık ve birbirleriyle uyum açısından etkileyici seviyede ustalık sergilediklerini özellikle belirtmek istiyorum.


TAO Dance Theater, 14
TAO Dance Theater, 14

“16 & 17”

2023 yılındaki Venedik Biennale Danza’da Gümüş Aslan Ödülü’nü alan Tao Dance Theater’ın 2024’te prömiyer yapan “16 & 17” başlıklı kombinesinin ortak yapımcısı La Biennale de Venezia idi. Dünya çapında ses getiren yapımlara destek vermesiyle son yıllarda öne çıkan Dance Reflections by Van Cleef & Arpels’in desteğinin bulunduğu “16 & 17” Impulstanz’a, bu yılki Venedik Biennale Danza’daki Avrupa prömiyeri gösterimlerinin hemen ardından konuk oldu.


TAO Dance Theater, 16
TAO Dance Theater, 16

“16”, Xiao He'nin coşkulu disko ritimleri eşliğinde 16 dansçının sahnede adeta bir Çin Ejderhası gibi uzun bir sıra halinde, uyum içinde ve dans alanında s’ler çizerek hareket etmesinden oluşuyor. Siyah kıyafetler içindeki dansçıların hareket ettiği beyaz zemin yapıt sırasında sarıdan kırmızıya, turuncudan maviye farklı renklere bürünüyor. İcra edilen hareketlerin enerjisi, her seferinde sıranın başından sonuna bir dalgalanmayla iletiliyor. Hareketler özellikle başın omurgayla ve bedenin ağırlık merkeziyle hesaplaşması üzerine kurulu; baş deliyor, takip ediyor, öne arkaya dönüyor, sağa sola kıvrılıyor. 

Basit ancak çok da parıltısı olmayan bir fikrin minimal bir yaklaşımla ve ustalıkla icra edilerek ortaya serildiği, ancak maalesef ilerledikçe monotonlaşmaktan kurtulamayan bir yapıt “16”.


"17", müzik açısından “16”ya karşıt bir şekilde, banttan değil, bizzat dansçıların hareketleriyle senkronize olarak icra ettikleri seslerden ve bunların giderek bir şarkıya dönüşmesinden oluşuyor. “17” adeta sesin devinduyumsal (kinestetik) dışavurumunu araştıran ve belki de sesin sadece işitsel değil fiziksel de olabileceğini ispatlayan bir yapıt.

Zeminde yatmış olarak sahneye dağılmış dansçılar bazen oldukları konumlarda, bazen kendilerini bulundukları konumlardan farklı yönlere savurarak, bazen bireysel bazen bir-ikisi örtüşerek hareket ediyorlar. Hareketler farklı şekillerde zeminden yukarıya sıçrama ve tekrar zemine düşme, çarpma olarak tasarlanmış. Giderek kelimelere dönüşen her bir hareket hecesine, hareketi yapan dansçı tarafından aynı anda icra edilen ses heceleri eşlik ediyor. İlginç olan, ses ile hareket icralarının senkronize olsalar da, dillerinin her zaman birbirine koşut olmaması hatta çoğunlukla zıt olması; biri vurguluyken diğeri sakin, biri yüksekken diğeri nüanslı olabiliyor. Belki de bu yüzden yapıtı seyrederken uzun bir süre sahneye görünür bir düzensizliğin hakim olduğunu zannettim. Ancak yapıtın ikinci yarısında aslında hareketlerin ve seslerin birbirleriyle bağlantılı olduğu gibi, dansçıların hareketlerinin de birbirleriyle bağlantılı olduğunu fark ettim. Yapıt sesler ve hareketler kadar uzun ve asimetrik duraklamalar, esler de barındırıyor. Ses peyzajı takip edilebilir melodik bir yapıdan çok soyut, atonal bir niteliğe sahip. Atmosfer sona doğru, dansçıların aynı andaki icralarıyla gerek hareket gerekse ses olarak kreşendoya ulaşıyor ve önce bütün diğer dansçıların unison icra ettikleri, son olarak ta tek bir dansçının yaptığı vurgulu tek bir hareket ve ses ile noktalanıyor. 



“17”, hareket ile ses arasındaki ilişki üzerine eğlenceli ve oyunsu bir deneme olarak görülebilir. Oyunsuluğunun içine baştan girdiğiniz takdirde yapıttan büyük keyif almanız çok mümkünken, ilişki kuramazsanız da kendinizi dışarda hissetmeniz büyük olasılık. Son olarak, “17”nin de dansçılar tarafından müthiş bir adanmışlık ve titizlikle icra edildiğini vurgulamadan yazımı bitirmek istemem.


TAO Dance Theater, 17
TAO Dance Theater, 17

Yorumlar


bottom of page